19 Nisan 2012 Perşembe

merhaba,

biz her sabah arabasını karfur un dev açık otoparkına parkedip laptop taşıyarak ofislerine yürüyen insanlarız. bu yüzden bir omzumuz, yere diğerinden daha yakındır .

gün içinde yapması gereken işler hemen hemen belli olan insanlarız biz. yemek yemesi gereken saat belli olan insanların alt kümesi de denilebilir. şeker hastaları da bizim gibi mesela.

birimizden biri "yoğun çalışıyorum" cümlesini ağzına almayagörsün, ondan daha yoğun çalıştığımızı kanıtlamak için kan dökülür o ortamda. zaman zaman aramızda böyle anlaşmazlıklar çıkıyor ama halledilir şeyler bunlar. biz iyi bir ekibiz.

gün içinde kendimize kalan birkaç saatte hayatı yakalamaya çalışan insanlarız ve bunu birçoğumuz başaramıyor aslında. çünkü dizi izlemek, ya da sosyal ağda kendini kaybetmek hayatı yakalamaya pek benzemiyor, inan.

bazen nefes almaya ihtiyaç duyan ve hayallerine excel dosyaları arasında yer açmak isteyen insanlarız.



dün ofisten eve dönerken çok fazla yağmur yağıyordu. bir ara bulutların arasından güneş alabildiğine kendini gösterdi ama küçük bir delikten gibi düşün. yağmur tam gaz devam. oldukça ruhani bir andı o birkaç dakika. tam da o sırada radyoda have you ever seen the rain çalmaya başlasaydı, yukardakinin varlığına imzamı atabilirdim. yanımda olup da görseydin, sen de böyle düşünürdün.