7 Şubat 2009 Cumartesi

bitirim balığım gerry..

ruhun dibe vurduğu yılbaşı arifesi günü, asutumla ps: i love you seyrediyoruz..daha 15. dakikada ağız göz karışmaya başlamış, gözler kıpkırmızı, ikimizde de bi içe dönme bi iç hesaplaşma..oda karanlık sigara dumanından nefes alınmıyo..ve ceren odaya çaat diye daldı elinde bi poşet var..holün arkadan vuran ışığıyla azize gibi duruyo kapıda.. "neslihan ablaaağğ bak sana yılbaşı hediyesi ne aldım!!!" poşedi alıyorum içine bakıyorum..minnacık kımıl kımıl kıpkırmızı bi beta..ve az öncesine kadar birer inci tanesi gibi dökülen gözyaşlarım coşuyo..cerene sarılıyorum.. sanırım arada teşekkür ederim diye böğürüyorum..adını gerry koyuyorum...çünkü o dakikalarda filmin esas oğlanı gerry yeni ölmüş..adını yaşatıcam balığımda..


gerry'den önce 2 tane japon balığım olmuştu..onları da cerenden evlat edinmiştim..onları öyle çok sevdim,onlara öyle iyi baktım ki (su değiştirirken konuşmak,müzik dinletmek,yem attıktan sonra yiyolar mı diye gözlemlemek..vb) normal yaşam sürelerinin üstüne aylarca yaşadılar..sonra 2 hafta arayla terkettiler beni ( ölen eşinin arkasından çok yaşayamadı tabi..)..ebediyetteki fanuslarına yerleştiler..biraz üzüldüm sonra unuttum..onlardan sonra fanusları dekoratif unsur oldu odada..

şimdi gerry var..bıçkın, asabi, isyankar..kimseye eyvallahı yok..fanus ağası..bazen dakikalarca bakışıyorum gerry'yle..suratında öyle bi ifade var ki, sanki "yaa bi git adamı hasta etme bacım!!" der gibi..yem atıyorum ben yanından uzaklaşmadan yemiyo..gurur yapıyo..genelde sakin ama en büyük düşmanı çilek şeklindeki kağıt tutamacı..onu gördüğü zaman fırıl fırıl oluyo yerinde..şişiyo kabarıyo meydan okuyo..mahallenin kabadayısının mekana yeni gelenlere dayılanması gibi dayılanıyo..

çok seviyorum ben gerry'yi..