7 Şubat 2009 Cumartesi

umut..

beyaz'ı seyrediyorum..uzanmışım uykum geldi gibi arada gözler kapanıyo ama bi yandan kulağım televizyonda..fatih erkoç gelmiş..bağlantıyı tamamen koparmamamın tek sebebi sayılabilir..her zamanki geyikler her zamanki telefon bağlantıları..telefonda saçmalayan hangi kafada olduğu belirsiz insanlar..beyaz birden ciddileşti bişiler anlatıyo gözlerimi açtım dinliyorum..özge diye bi kızdan bahsediyo..14 yaşında,ciddi bi hastalıkla pençeleşen küçük bi kız..hastanedeymiş..beyazı çok seviyomuş annesi de aramış kızı konuşsun diye..küçük kız konuşmaya başlıyo..sesi bitkin..ağzından çıkan kelimeler zor anlaşılıyo ama belli ki mutlu..heycanlı ama kendinden daha büyük ve beden sağlığı gayet yerinde insancıklardan çok daha mantıklı konuşuyo..beyazdan bi şarkı istedi..beyaz da söyledi..herkes bi duygusal ben hala sağlamım..telefonu kaparken "başka bişi sölicek misin özge?" dedi beyaz.."aslında konuşmak istiyorum ama çok yorgunum zaten ateşim de yüksekti bugün.."cılız sesi kayboluyo cümlenin sonlarına doğru.."bir an önce iyileş ve buraya programa gel özge olur mu?".."umarım en yakın zamanda iyileşirim.." ben de burdan sonra film koptu..salya sümük falan filan..

küçük bi kız çocuğu..hasta hem de bok gibi bi hastalık zayıf bedenindeki..yaşıtları saçma sapan ergenlik triplerindeyken,sahip oldukları şunla bunla yeni yeni caka satmaya başlamışken, ilk aşklarını yaşarken,onu yaparken bunu yaparken özge hastanede ve çabalıyo iyileşmek için..umut denen şeyin saf hali bu bence..