

Aradan yıllar geçti ( takribi 6 yıl falan) ve tarih kendini tekrarladı..ben büyük bi hata yapıp Twilight denen ömür törpüsü filmi izledim..izlemekle kalmadım serinin ilk iki kitabını okudum (new moon da edward uzun süre gözlerden uzaktı, isyankardı..ha geldi ha gelicek diye diye yaklaşık 250 sayfa mal jacobla doyumsuz uyuz pis bellayı okudum..hayır bellayı kıskanmıyorum..stephenie sana da bozuğum bundan dolayı..)..sonra kesmedi filmi iki defa daha seyrettim..ve sonuç olarak modern zaman vampiri edward cullen a aşık oldum..aşık olmayı geçtim mal etti beni edward..resmen hayatı sorgulattı..
ama aşık olunmucak gibi diil arkadaş..adam mükemmelliğin sınırlarında dolanıyo resmen..burda ne kadar anlatırsam anlatıyım tamamen tasvir etmiş olamam..izlenilmesi ve daha da önemlisi okunması gerekiyo..ama genel hat itibariyle basit bi edward cullen tanımı yaparsak durum şöyledir; karizmatik, yetenekli (düşünce okuyo, piyano falan çalıyo..), güçlü, hızlı, yakışıklı, ultrasonik romantik, düşünceli, her daim misler gibi kokan, doğumgününde araba hediye edebilicek kadar ç

evet 21 yaşa merdiven dayadım ama olmayan bi roman karakterine aşığım..evet ben buyum..alkış alkış..
ps: ceren SU zebun' a beni bu çıkılmaz yola soktuğu için teşekkür mü etsem yoksa yarın gidip ağzını gözünü dağıtsam mı hiç bilemiyorum??!!
dinlenesi: blue foundation-eye on fire..
sia-breathe me..